Amenore Nedir? Amenore Sekonder Tedavisi Nasıl Yapılır?
İnsanlarda her sağlıklı dişi, 11 ile 14 yaş arasında ilk adet kanamasını yaşar. Menstrüasyon dönemi olarak bilinen bu süreçte, uterus kendisini yeniler ve atıkları vajina yolu ile dışarıya gönderir. Bu işlemin 2 günü yoğun ve ağrılı geçer, toplam süreç ise 5-6 gün sürmektedir.
Bu işlem esnasında dişi, kendini aslında üreme için hazırlamakta ve hormonal değişimler geçirmektedir. Döllenme gerçekleşmez ise bu döngü gerçekleşene kadar devam eder ve doğurganlık bitimi dediğiniz menopoz evresinde kalıcı olarak son bulur.
İşte belirttiğimiz bu kanamanın hiç olmaması hastalığına ise Amenore diyoruz. Gelin hep beraber bu nadir görülen sağlık sorununun detaylarına inelim.
Amenore Nedir? Ne Demektir?
İlk kez adet görecek kişilerde, yukarıda bahsettiğimiz sürecin artık başlaması gerekir. Bunun için kişinin genital ve uterus bölgelerinin fonksiyonel olarak sağlıklı olması, endometrium tabakasının var olması ve salgı bezlerinin çalışması gerekir.
Adet süreci aslında 4 farklı büyük sistemin bir bütün halinde çalışması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bazı kişilerde ilk adetin görülmesi 18 yaşına kadar bekleyebilir fakat çoğunlukla 12-13 yaşlarında kadınlar adet görmektedir.
Amenore iki farklı türe sahiptir. Bunlar primer amenore ve sekonder amenore olarak isimlendirilir. Hayatında hiç adet görmemiş kişilere primer amenore tanısı konmaktadır. Burada yaşın en az 16 olmasında dikkat edilir.
Adet görmüş fakat daha sonra gebelik veya menopoz gibi bir durum olmaksızın, adet kesilmiş ve 3 ay boyunca hiç adet görülmemiş ise bu duruma da sekonder amenore tanısı konmaktadır.
Primer Amenore Neden Olur?
Günümüz dünyasında 15 yaşına gelmiş olan kız çocuklarının, neredeyse tamamı adet görmüş olur. Sadece %1-2’lik bir kısım henüz adet görmemiştir. Bu yaşa gelmesine rağmen yeterli olgunluğa erişmemiş olan kişilerde adet görülmez ise primer amenore şüphesi görülür.
Gerekli tetkiklerin yapılabilmesi için hekime başvurulması şarttır. Bu duruma üreme organlarının gelişmemesi, vajina veya uterus yokluğu, hormon sorunları ve doğum kaynaklı anomaliler neden oluyor olabilir. Kromozom sorunları da primer amenore sebepleri arasında gösterilmektedir.
Hastalığın sebepleri, kompartımanlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Hastalığı daha yakından tanımak için bu sebepleri maddeler halinde inceleyelim.
Vajina ve Rahim: Gelişim bozukluğu sonucu gelişen amenore durumunu işaret eder. Bazı kişilerde uterus ve vajina bölgesinin üst kısmı bulunmaz. Ya da gelişmemiş bir uterus var olabilir. Adete engel olan bir iskelet anomalisi de söz konusu olabilir.
Genetik olarak erkek fakat dışarıdan kadın olarak görülen kişilerde görülebilmektedir. Tanı konulabilmesi için görüntüleme yöntemlerinden ve vajinoskopik yöntemlerden faydalanılır.
Yumurtalıklar: Turner sendromu en yaygın primer amenore nedenidir. Burada kişide 46 yerine 45 kromozom olması söz konusudur. Yüksek arklı damar, saç çizgisinin düşükte olması ve kısa boy, Turner sendromunun en yaygın belirtileri arasındadır. Tedavi sürecinde yumurtalıkların işlevini yitirmesi, primer amenore nedeni olabilir.
Hipofiz: Hipofiz bezi, üreme organından çok uzakta yani beyin içerisinde yer almaktadır. Hipofiz bezinin bir hastalık veya ameliyat nedeni ile hasar görmesi de primer amenore nedenleri arasındadır. Bu bezdeki hasar, büyüme gecikmelerine yol açacaktır ve kişinin cinsel gelişimini de geciktirecektir.
Vücuttaki hormonal düzen bozulmuştur. Primer amenore görülme nedeni budur.
Besleme ve hipotalamus bezi: Aşırı atı diyetler ve anoreksiya sorunları da primer amenore nedenleri arasında gösterilmektedir. Hipotalamus bezindeki anormallikler de hastada hormonal sorunlar ortaya çıkarmakta ve primer amenore sorununu ortaya çıkarabilmektedir.
Sekonder Amenore Nedir? Neden Olur?
Düzenli adet gören kadınların, 4 kompartımanı da çalışıyor demektir. Beyinde yer alan hipotalamus ve hipofiz bezleri hormon salgılar, yumurtalıklar uyarılır ve östrojen ile progesteron salgılanması başlar. Bu da uterusun iç tabakasında adet sürecinin başlamasına neden olur.
Gebelik ve menopoz ya da emzirme dönemi haricinde bir kadının çalışan bu sistemi, 3 ay kadar çalışmaz ise buna sekonder amenore denmektedir. Türkiye’de her 100 kadından 5’inde görülebilen yaygın bir sağlık sorunudur.
En büyük nedeni ise gebeliktir. Kortizon kullanımı, gebelik sürecindeki psikolojik sorunlar, steroid ve doğum kontrol ilaçları, buna neden olmaktadır.
Aşırı spor yapma, ilaç kullanımları, uterus hasarı, Cushing sendromu, depresyon, aşırı stres, anoreksiya, ani ve aşırı kilo alımı ya da verimi, dengesiz beslenme, hipofiz bezinde tümör, tiroid hastalıkları, kanser ve hormon bozuklukları da sekonder amenore nedenleri arasında gösterilmektedir.
Hastalık kendisini pelvik ağrısı, aşırı tüylenme, sivilceler, baş ağrısı, görme sorunları, süt kesilmesi ve adet kesilmesi ile göstermektedir.
Amenore Tedavisi Nasıl Yapılır?
Öncelikle doktor, hastanın tıbbi öyküsünü bilmek isteyecektir. Hastanın büyüme hikayesi ve gelişim sorunları masaya yatırılacaktır. Ailede herhangi bir metabolizma hastalığı varlığı veya kromozom anomalisi varlığı sorgulanmalıdır.
Hastanın beslenme düzeni, kilo grafikleri, spor geçmişi, hayatında stresin varlığı gibi konular doktor tarafından titizlikle incelenmelidir. Vücut kitle endeksi kontrol edilmelidir.
Ardından genital muayene yapılmalı, meme ve hastanın tüylenme durumu incelenmelidir. Tüylenmenin ne zaman başladığı konusunda hastadan bilgi alınmalıdır.
Kesin teşhis ise laboratuvar testleri ile konacaktır. Hastalığa sebep olan kompartımanın saptanması gerekmektedir. Bu işlemden sonra ise soruna yönelik tedavi uygulanır. Genellikle ilaç tedavisi uygulansa da, anomali durumları için cerrahi operasyon da her zaman seçenekler arasındadır.
Doğumsal anomaliler, ameliyatlar ile düzeltilebilir. Hipofiz bezinde tümör söz konusu ise cerrahi müdahale veya radyo terapi kullanılır. Bu tedavi süreci çok uzun ve yıpratıcı geçebilir.
Amenore sorunu hormonal bozukluklar nedeni ile mevcut ise ona göre bir ilaç tedavisi tasarlanır. Bu durum herhangi bir ilacın düzenli kullanılması nedeni ile de ortaya çıkmış olabilir. Bu nedenle hastanın tüm kullandığı ilaçları detaylı bir şekilde doktoru ile paylaşması çok önemlidir. Beslenme durumu ve spor geçmişi hakkında da detaylı bilgi verilmelidir.
Hastalar psikolojik durumlarını doktorlar ile dahi paylaşmaktan çekinebilir fakat Amenore, stres altında olan insanlarda da yaygın olarak görülmektedir. Kişi hastalığın ilerlememesi adına bunu doktoru ile paylaşmalı ve gerektiği takdirde bu konuda da tedavi görmekten çekinmemelidir.
Laboratuvar testleri ile hastanın hormon düzeyleri kontrol edilmeli ve arından hipofiz bezinde her şeyin yolunda olduğundan emin olmak adına görüntüleme tekniklerinden faydalanılmalıdır.
İki tür amenore sorununda da erken tanı çok önemlidir. Hayatınızı sağlıklı bir şekilde sürdürmek için belirtilere dikkat etmeli ve adetiniz geciktiğinde mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna giderek, destek almalısınız.
Başlıklar
Cevap Bırak