Birinci Dünya Savaşı Hakkında Bilinmeyenler
Birinci Dünya Savaşı, İkincisi Dünya Savaşı öncesinde yaşanmış en büyük insan kıyımlarından birisine şahit olmuştur. Politik savaşlar, nihayetinde zirveye ulaşmış ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur. Hepimizin de bildiği gibi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı Arşidük Franz Ferdinand’ın ölümü ile savaş başlamıştır. Bu olay sadece bir sebeptir, bu ölüm olmasa muhtemelen başka bir sebepten dolayı savaş zaten çıkarılacaktı.
Savaş, sadece Avusturyayı değil çok büyük bir coğrafyayı etkiledi. Dünyanın en güçlü ülkelerinin ve doğal olarak en güçlü ordularının çarpıştığı Birinci Dünya Savaşı, onlarca ülkenin ortaya çıkmasına ve 3 imparatorluğun dağılmasına sebep oldu.
Yazımızın devamında 1. dünya savaşı hakkında bilinmeyenleri okuyacaksınız.
Rusya, Almanya’ya Savaşmaması İçin Adeta Yalvardı
Birinci Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 tarihinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Sırbistan’a savaş açması ile başladı. Aynı sabah, Nicholas II, Wilhelm II’ye savaşı durdurması adına yalvardığı bir telgraf gönderdi. Telgraf resmi değildi ve Nicholas II, bu mesajda ismi yerine ‘Nicky’ rumuzunu kullanmıştır.
Nicholas II, Sırbistan’a karşı başlatılacak bir savaşın, Rusyayı da yakabileceğinden endişeleniyor ve bu savaşın bir an önce durmasını istiyordu. Wilhelm II, karşı bir telgraf yazarak savaş yanlısı olmadığını ve suikastçı meselesini aydınlatmaya çalıştığını söyler. Ayrıca bu telgrafta da Willy rumuzunu kullanmıştır. Bu arada çok daha ilgincini söyleyelim, Willy ve Nicky kuzenler.
Kuzenler telgraflarına devam etseler de savaşı engellemeye güçleri yetmedi. Wilhelm II, Avusturyayı savaş için acele etmemesi ve suikastçinin arkasındaki terörist grubun yok edileceği konusunda ikna etmeye çalışsa da başarılı olamadı. Tüm bu çabalar sonuçsuz kaldı ve 1 Ağustos 1914 tarihinde, Almanya Rusya’ya savaş açtı.
Birinci Dünya Savaşı, Rusyayı Komünist Yaptı
Eğer Vladimir Lenin başa geçmese, Rusya hiçbir şekilde komünist bir ülke olmayacaktı. 1917’de gerçekleşen 2 farklı Rus devrimi olmasa Lenin siyaset arenasında yükselemezdi. Bu devrimlerin oluşumunun temelinde ise Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı’na dahil olması yatmaktadır.
Savaş, Rus ekonomisini adeta yok etti. Cephelerde alınan yenilgiler ve kayıplar, Rusya’da çok sayıda iç karışıklığa neden oldu ve ikinci devrim, Lenin’in partisi tarafından Kası 1917’de gerçekleştirildi. Vladimir Lenin Rus halkına ‘barış, ekmek ve toprak’ vadediyordu zira halkın en çok ihtiyacı olan 3 şey de buydu. Lenin göreve geldikten sonra Almanya ile daha iyi ilişkiler kurmaya çalıştı ve Mart 1918’de de ülkesini savaştan geri çekti. Almanya’ya bugünkü Ukrayna, Polonya, Baltık Bölgesi ve Finlandiyayı bıraktı, Almanya’da bunun karşılığında Rus cephelerinden ordularını geri çekti.
İmparatorluklar Tarihe Karıştı
Birinci Dünya Savaşı, Avrupa ve Asya sınırlarını sonsuza kadar değiştirdi. İmparatorluklar artık çok sayıda ülkeye dönüşmüştü. Alman, Osmanlı ve Rus İmparatorlukları, savaş sonrasında dağıldılar. Avusturya-Macaristan imparatorluğu Avusturya, Hırvatistan, Çekler ve Yugoslavya ülkelerine dönüştü.
En büyük kaybı ise Osmanlı İmparatorluğu yaşadı. Arnavutluk, Cezayir, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Mısır, Yunanistan, Macaristan, Irak, İsrail, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Makedonya, Karadağ, Romanya, Suudi Arabistan, Sırbistan, Slovenya, Suriye, Tunus ve Türkiye, bu savaştan sonra ortaya çıkacak ülkelerdir. Kimi savaş anında, kimi ise savaştan birkaç yıl sonra ortaya çıkmış veya statü kazanmıştır.
Alman Yemeklerinin Adı Değiştirildi
ABD, savaşın başlamasından 3 yıl sonra olaya müdahil olur ve 7 Nisan 1917 tarihinde Almanya’ya savaş açar. Bu kadar gecikmesinin sebebi ise ülke nüfusu içerisinde çok sayıda Alman olmasıdır. Öyle ki Amerika’da o yıllarda İngilizce’den sonra en çok Almanca konuşulmaktaydı. Almanya’nın savaşta kimyasal silahlar kullanması veya ABD medyası tarafından o şekilde yansıtılması, halkın tepki verebilme gücünü kırdı ve ABD ordusu o beklediği savaş ilanını verdi. Zira 3 yıldır savaşan ülkelerin tamamı bitik durumdaydı, ABD adeta maçın 115. dakikasında oyuna giren bir futbolcu kadar güçlüydü. Savaş boyunca tüm ülkelere borç verdiği için eli inanılmaz derecede güçlü hale gelmişti.
Mesela ‘German Fries’ olarak bilinen ürün, ‘American Fries’ olarak değiştirildi ve bugün de hala o şekilde kullanılmaktadır. Alman Kurdunun adına kadar birçok değişiklikler yapıldı. Amerika’da yaşayan ve çoğunluk konumunda olan Alman halkı, bu değişiklikleri benimsemedi fakat sessizce kabul etmek zorunda kaldı. Günümüzde değişikliklerin birçoğu benimsenmediği için kendiliğinden orijinaline dönmüştür.
Tanklara Merhaba Deyin
Birinci Dünya Savaşı’nın ilk dönemleri, tam manası ile bir siper savaşına dönmüştü. İki tarafta cephelerine siper kazıyor ve kimse bir türlü kazanamıyordu. Yapılan ataklar karşı taraftan makineli tüfekler ile karşılanıyor ve binlerce asker boşuna ölüyordu. Her gün yüzlerce asker ölmesine rağmen, çoğu zaman cephe 1 metre dahi ilerlemiyordu.
İşte tam da o anda tanklar kendini göstermeye başladı. Savaştan önce Avrupa’da önerilen tank üretme fikirleri kabul edilmemişti fakat savaş sırasında İngiltere ve Fransa gizlice tank inşasına başladılar. Siper çıkmazını kırmanın başka yolu olmadığına inanıyorlardı.
Almanlar, tankları gördükleri anda mecburen siperlerinden geri çekilmek zorunda kaldılar. Yalnız tanklar, henüz yeni üretildikleri için çok problemliydi ve arazide daha ilk günlerden yarısından fazlası bozuldu. Almanlar, çok kısa zamanda tankları patlatacak silahları ve birkaç gerilla taktiğini geliştirdiler. Geliştirdiler fakat İngiltere ve Fransa ölümüne tank üretiyordu ve binlerce tankı durdurmak, her şeye rağmen çok zordu.
Bu arada, komik de bir bilgi verelim. Üretildikleri zaman bu canavarlara tank değil ‘yürüyen gemi’ diyorlardı. ‘Yürüyen uçak’ diyen çocukla fazla dalga geçmemek lazım. Yürüyen gemiden ‘tank’ ismine evrilme hikayesi de ilginç. İngiliz bir komutan, Irak görevindeyken askerlerine su tankı ile nakil yapma emri verir ve tank kelimesi bir anda hoşuna gider. Günümüz tankları da böyle ‘tank’ adını almış olurlar.
Birinci Dünya Savaşı Hariç Tüm İsimler Verilmiştir
Biz bugün Birinci Dünya Savaşı diyoruz fakat savaşı yapanlar bu isim hariç her şeyi kullanmıştır zira o zamanlar savaşın devamının olacağını kimse bilemezdi. Amerika’da savaşa ‘Avrupa Savaşı’ deniyordu, ‘Büyük Savaş’ diyenler de vardı ve sonlarına doğru ABD gazeteleri ‘Dünya Savaşı’ demeye başladı zira kendileri de artık savaşın içindeydi.
Savaş, ABD’yi Süper Güç Haline Getirdi
Birinci Dünya Savaşı, dünyanın kaderini değiştirdi çünkü artık yeni bir süper güç vardı; ABD. Savaş öncesinde dünyadaki tek süper güç İngiltere idi. İngiltere’den onay almadan, kimse kimseye racon kesemiyor ve hatta savaş bile açamıyordu. Birinci Dünya Savaşı ile beraber Almanya’nın çok dişli çıkması, İngiltere ekonomisini adeta tarumar etti. ABD’ye çoktan gitmiş olan para baronları, İngiltere dahil olmak üzere savaşa katılan neredeyse tüm ülkelere borç verdiler. Doğal olarak savaş sonrasında ABD artık yeni süper güçtü, çünkü ekonomisi 10 kat güçlenmiş ve ordusu sapasağlam ayaktaydı.
Avrupa’da ise neredeyse sağlıklı insan kalmamış, herkes açlıkla mücadele ediyordu. Hal böyle olunca ne kadar okumuş, etmiş insan veya zengin varsa hepsi ABD’ye göç etti. ABD savaştan hem kısa, hem orta, hem de uzun vadede inanılmaz kazançlı çıkmıştır. Hatta bu savaş olmasaydı, ABD hala ezik bir ülke olarak dünya arenasında bulunuyor olabilirdi.
Hitler Geliyor
Birinci Dünya Savaşı, tıpkı Vladimir Lenin gibi Hitler’in de siyaset arenasında önünü açtı. Önceleri çok umursanmayan ilginç bıyıklı adam, Alman halkının yenilmesinden fırsat bilerek intikam duygusunu alevler. Almanlar, savaş sonrasında çok sert yaptırımlar ile karşı karşıya kalırlar, bu nedenle hareket alanı kısıtlıdır.
Yine de Hitler vazgeçmez ve mücadelesine hırsla bağlanır. Sonunda dünya tarihinin görüp görebileceği en psikopat liderlerden birisi olarak tarihe geçer ve kendine milyonlarca Alman’dan oluşan çok güçlü bir ordu kurar. Hitler’in yol açtığı savaşta 50 milyon kadar insan ölecektir ve Almanya, ilk savaştan çok daha ağır yaptırımlar ile karşı karşıya kalacaktır. Öyle ki Almanya, İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan borçlarını ancak 2010 yılında bitirebildi.
Başlıklar
Cevap Bırak