Çocuklara Verilebilecek Sorumluluklar
Toplum içerisindeki sorunlar, daima sorumluluklarını ve sınırlarını bilmeyen bireyler nedeni ile çıkmaktadır. Her yetişkinin bir zamanlar çocuk olduğunu da düşünürsek, aslında bu sorumsuz ve sınırlarını bilmeyen bireylerin, bu özelliklerini çoğunlukla çocuk yaşta kazandığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Modern çağın en büyük hastalıklarından birisi olan narsisizm, giderek yayılmakta ve çocuklar üzerinde de görülmektedir.
Çocuklarda kurallara uyma ve bu kuralların sonuçlarına katlanma bilinci, zamanla ve ebeveynler sayesinde oturan duygulardır. Çocuğun kendi sınırlarını bilmesi ve başkalarına zarar vermemesi gerektiğini öğrenmesi gerekir. Öğrenir ve öğrendikten sonra da geliştirir.
Çocuğun Özgüven Sahibi Olması
Bilinçsiz anne ve babaların gözünde özgüven kelimesi, çok farklı görülmektedir. Çocuğunun diğer çocuklara karşı despotluk uygulaması veya onları korkutarak onlara liderlik etmesi, ne yazık ki bazı anne ve babalar için gurur kaynağı dahi olabilmektedir. Halbuki çocuk, büyüdüğü zaman da hayata o şekilde bakacak ve kendisi ile beraber birçok insanın da başını yakacaktır.
Özgüven eksikliği de bir o kadar sorunludur. Özgüven eksikliği olan çocuk hiçbir sorumluluk almayacak ve sorumluluk duygusunu geliştiremeyecektir.
Uzmanların da belirttiği gibi çocuğun ilk 6 senesi çok önemlidir. Bu 6 senede özgüveni, sorumluluk bilinci ve zekası, önemli ölçüde tamamlanmış olacaktır. Bundan sonraki yıllarda, ağacı bükmek çok daha zor olacağından, nasıl olsa küçük deyip bebeğinizin ilk 6 senesini boş geçmeyin. Okuyun, dinleyin ve hatta tartışın. Çocuklarınız için en doğru yolu çizebilecek nitelikte olduğunuzdan emin olun.
Korumacı Aileler
Aşırı korumacı ve neredeyse her şeye müdahale eden ve karışan ailelerden, özgüveni yüksek ve sorumluluk bilinci oluşan bir çocuk çıkması çok zordur. Çocuğun tamamen bağımsız olması elbette söz konusu olamaz fakat çocuğunuzu adeta göbek bağı varmışcasına yanınızda tutmanız, onun birey olmasının önüne geçecek veya bir hayli geciktirecektir.
Çocuğunuz her şeyin en iyisine layık değildir, bunu öncelikle bilmeniz gerekir. Her şeyin en iyisini isteyen insan, mutlaka onun için çaba göstermeli ve hakkı kadarını da kullanmalıdır. Siz çocuğunuza sürekli prens ve prenses muamelesi gösterirseniz, hayata atıldığında da kendisinin her şeyin en güzeline layık olduğunu düşünecektir. Bunu elde edemediği zaman hayal kırıklığına uğrayacak veya elde etmek için şiddete veya doğru olmayan yollara başvuracaktır.
Sevgi Her Şeyi Çözer Mi?
Çocuğunuzu özgüven sahibi olarak yetiştirmek için öncelikle onu ciddiye alın. Ona vereceğiniz en büyük imkan para veya olanaklarınız değil, sevgidir. Onu canınızdan daha çok sevdiğinizi daima ona hissettirin fakat fazlasını vermeyin. O, sizin en büyük hazinenizdir fakat başarıyı kendi elleri ile kazanmalıdır.
Çocuğunuza öncelikle çok güvenin. Onun aktivitelere katılmasını sağlayın ve sosyal çevresinin geniş olmasına katkıda bulunun. Ona bir despot gibi değil bir rehber gibi yaklaşın. Arkadaşlarının yanına gidip, hadi benim oğlumla da oynayın demeyin. Ona arkadaşlarının yanına gidip, onlara selam vermesini söyleyin. Başarılarını daima takdir edin fakat gerçekten başarılı olduğu zaman takdir edin. Ortada bir başarı yoksa, takdir etmeyin ve güzel bir dille hatalarını söyleyin.
Örneğin kötü resim çizen bir çocuğa, harika çizmişsin oğlum/kızım demeyin. Çocuk gerçekten harika çizdiğini düşünecek ve daha fazlası için çaba göstermeyecektir. Halbuki hatalarını bilse, çok daha iyisi için çabalayacaktır.
Çocuğa Sorumluluk Verme Yolları
Öncelikle çocuğa verilecek sorumluluk için çocuğun bilgi sahibi olması gerekir. Bunu neden yapacağı ve temel olarak nasıl yapacağı çocuğa söylenmeli, bu işi çocuğun benimsemesi sağlanmalıdır. Hadi git yap mantığı ile olaya yaklaşmayın.
Sorumluluk verildikten sonra sürekli takip edilmelidir. 1 gün söyleyip, 1 gün söylemezseniz çocuk kaçamak yapmak için fırsat kollayacaktır. Her çocuk her işten kaçar, burada amacımız zaten ona sorumluluğun ne demek olduğunu göstermek.
Süreç takip edilmeli ve olumlu gidişatlara övgü, olumsuz gidişatlara ise küçük eleştiriler yapılmalı. Hatta olası sorunlar ve çözümler hakkında çocukla bilgi alışverişi yapılmalıdır.
Çocuk başarısız olmaya doğru gidiyorsa buna fırsat verilmemeli ve sürekli bir hatırlatma eylemi ile çocuğun sorumluluğunu tamamlaması zorlanmalıdır. Anne ve babanın burada kararlı olması ön şarttır.
Elbette çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi de burada çok önemlidir. Çocukları buna göre zorlamalı, çileden çıkarmamalısınız.
Hangi Yaşa, Hangi Sorumluluklar Verilir?
2 yaşının altındaki çocuklara sorumluluk verilmez. Onlar zaten halen bizim için bebek olarak görülür. Küçük oyuncaklar ile oynaması ve motor becerilerini geliştirmesi onlar için yeterlidir. Bu dönemde okuma kartları ve kitaplarının da önemi büyüktür. Bu aşamada sıcak ve tehlikeli şeylere yaklaştığı zaman ‘cıs’ gibi şeyler söyleyerek, onun kötü olduğunu anlamasını sağlamalısınız. Anlamayacaktır fakat sonraki sene için temel oluşturacaktır.
2 ile 3 yaş arasındaki çocuklarda ise inanılmaz bir inat ortaya çıkacaktır. Oyuncağı tek başına oynamak ister, tek başına yürümek ister veya tek başına yemek ister. Her şeyi dağıtmak ister, çatalı ve kaşığı kendi kullanmak ister. Bu konuda haklıdır da, sorumluluk kazanmaya çalışıyordur. Çabaları desteklenmeli ve elbette güvenliği de anne ve baba tarafından sağlanmalıdır. Burada en çok takacağı konu kendi eliyle yeme isteğidir. Buna izin verin, zaten bir süre sonra bundan hevesini alacak ve yeniden sizin beslemenizi isteyecektir. Burada tek sorun, ortalığı fazlası ile dağıtması ve kirletmesi olacaktır.
4 ile 5 yaş arasındaki çocuklarda ise artık sorumluluk duygusu gelişmiş olacaktır. Örneğin oynadıktan sonra oyuncaklarını toplama görevi, bu çocuklar için iyi bir görevdir. Özel odaları varsa aynı şekilde odalarını temiz ve düzenli tutmaları da onlara uygun bir sorumluluktur. Yemekten sonra el yıkama, eve geldikten sonra el ve yüz yıkama, sofraya ekmek ve baharatları getirme, diş fırçalama gibi alışkanlıklar, sorumluluk olarak kazandırılmalıdır. Bu yaşlarda çocuklar sorumluluk almaktan büyük keyif alırlar, işiniz kolay yani.
6 ile 7 yaşında artık çocuk sorumluluğun ne olduğunu net bir şekilde anlamıştır. Bu dönemde okula gideceği için de sorumluluk bilincinin yerleşmiş olması, eğitim hayatına da hızlı adapte olmasını sağlamaktadır. Kendi başına giyinebiliyor olması, okul servisine yetişmesi, sabahları kahvaltı yapacak vakti kendine ayırması, akşamları erken yatıp sabahları kendi kendine uyanabilmesi veya evde bir evcil hayvan varsa, onunla ilgilenmesi, bu yaş için uygun sorumluluklardır.
Bu yaşlarda çocuğunuzu hala besliyor veya giydiriyorsanız, hata yapıyorsunuz demektir. Bu hatanıza, çocuğunuzun kendi başına yeme ve giyinme sorumluluğunu 10 yaşına kadar kazanamamasına neden olabilir.
8 ile 9 yaşlarındaki çocuklar artık okul ve evdeki şahsi işleri ile alakalı tüm sorumlulukları omuzlamalıdır. Örneğin ödevini yapma sorumluluğunu almalıdır, sizin ‘yap’ demenize ihtiyacı olmamalı ve sorumluluk bilincini kazanmış olmalıdır. Odasını kesinlikle temiz tutmalı ve yardım almadan kişisel temizliklerini yapmalıdır. Çocuğunuzun banyo yapmasına, 7 yaşından sonra hiç karışmamalısınız.
10 yaşından sonra ise çocuklar artık tek başlarına toplu ulaşım araçlarını kullanabilir ve evde tek başına zaman geçirebilir. Toplu kullanım alanları olan kütüphane ve sinema gibi yerleri kullanabilir. Geniş çaplı olmamak kaydı ile alışveriş yapabilir ve kendi hobilerini oluşturabilir. Elbette bunları ebeveynleri onlarda iyi bir sorumluluk bilinci oluşturmuş ise yapabilir.
Sorumluluk Sahibi Bir Çocuk İçin Ebeveynler Ne Yapmalıdır?
Çocuğunuza patron değil rehber olun, ona hareketleriniz ile rol modellik yapın. Siz ne kadar sorumluluk sahibi olursanız, çocuğunuz da o kadar sorumluluk sahibi olacaktır. Pencereden çöp atan bir babanın çocuğunun, çöpü gidip çöp kutusuna atmasını bekleyemezsiniz. Evde sigara içen bir babadan, muhtemelen gizli saklı sigara içen ve sağlığını çok da önemsemeyen bir çocuk çıkacaktır.
Küçük yaşlardan itibaren onu bir birey olarak kabul edin. Ona seçme şansı verin ve onun kararlarına saygı gösterin. Sadece tecrübeniz ile ona doğru ve yanlışları anlatmaya çalışın. Bu sayede sınırlarını ve kendi yapabileceklerini görme şansı yakalayacaktır.
Cinsiyet ayrımı yapmayın. Sen kızsın yapamazsın cümlesi, ülkemizde adeta bir kalıp haline gelmiştir. Bunu yapmayın, her çocuk aynıdır sınırları ancak siz çizersiniz, çocuğunuza cinsiyet nedeni ile hiçbir şeyi yapmayı zorlamayın.
Yatağını toplamayın, odasını düzeltmeyin, sofrada önüne yemek koymayı bırakın. Balık vermeyin, balık tutmayı öğretin. Hazıra konan çocuklar, genelde hayatta başarısız olurlar zira çabalamayı öğrenmemişlerdir.
Olumlu davranışlarını görmezden gelmeyin, onu bir büyük olarak övün.
Eğer hatalarının bedelini ödemezse ve her zaman bu bedeli siz öderseniz, ileride yapacağı büyük hataların bedelini de size ödetecektir.
Yukarıdaki maddeleri mutlaka eşiniz ile beraber okuyun ve kendi aranızda da sorumlu bir ebeveyn olmak için hayatınızda neleri değiştirebileceğinizi tartışın.
Son olarak, asla çocuğunuzun yanında fikir ayrılığına düşmeyin. Taraf tutmayın. Çocuk, ebeveynlerden birisinden güç alırsa, diğerini umursamayacaktır.
Başlıklar
Cevap Bırak