Manson Cinayetleri Hakkında Bilgi – Manson Ailesi Hikayesi
Once Upon a Time in Hollywood filminin vizyona gireceği haberi ile beraber tekrar gündeme gelen Manson Ailesi, yakın tarihimizin en büyük katliamlarından birisini gerçekleştirmiştir. İşlenen cinayetler arasında, hamile bir kadının da öldürülmüş olması, bu katliamın hala unutulmamış olmasında büyük etkendir. Bu trajik hikayeyi merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz.
Manson Cinayetleri Hakkında Bilgi
Charles Manson, kendini bir hiç olarak tanımlayan fakat peygamberlik ilan eden bir adamdır. Kendisinin ve tarikatının yaptığı eylemler de, manson cinayetleri olarak bilinmektedir. Kendisi bu cinayetler sebebiyle idam cezası almış olsa da, sonra cezası müebbet hapse çevrilmiş ve 2017 yılına kadar da ABD hapishanelerinde yatmıştır. 2017 Kasım ayında, o değersiz bedeni nihayet daha fazla nefes almamaya karar vermiştir. Liderlik ettiği Manson Ailesi ise 30’dan fazla cinayet ile direkt sorumlu tutulmuştur.
Charles Manson, bir fahişenin çocuğudur ve kötü geçirdiği çocukluğun acısını dünyadan çıkarmaya kararlıdır. Kararmış bir kalbe sahip olan bu adam, aslında 18 yaşındayken hapse girmiş ve hedeflediği kötülükleri yayamamıştır. Fakat 33 yaşında hapisten çıkınca, planlarını birer birer uygulamaya başlamıştır.
Manson ilk olarak, tıpkı kendi gibi olan insanları etrafında toplamaya başlamıştır. Bunlara da Manson Ailesi adını vermiştir, ayrıca topladığı insanların neredeyse tamamı kadındır. Bu kadınlar ile ilişkiye de girmektedir, tabiri caiz ise bu manyak adam kendine bir harem oluşturmuştur. Ayrıca kadınların hiçbirisi de ona zorla gelmemiştir, kokain ve zihin oyunları sebebiyle adeta ona taparak gelmişlerdir. Öyle ki, hepsi Charles Manson için canını vermeye ve daha da kötüsü canlar almaya hazır bir mürit haline gelmişlerdir.
Manson Ailesi Hikayesi
Ailenin çok fazla cinayeti olsa da, en çok Sharon Tate cinayeti ile bilinmektedirler. Sharon Tate, ünlü yönetmen Roman Polanski’nin eşidir ve cinayet esnasında 8.5 aylık hamiledir. Sharon Tate, doğum yapmak için ABD’ye dönüş yapar fakat kocası yanında değildir, Kocası, 20 gün sonra, doğum gerçekleşeceği zaman ABD’ye gelecektir.
Sharon, 4 arkadaşı ile beraber dışarıda akşam yemeği yer ve kendi evine hep beraber gelirler. O akşam Sharon ve karnındaki bebeği haricinde evde eski erkek arkadaşı Jay Sebring, zengin bir ailenin kızı Abigail Folger, Abigail’in sevgilisi Voytek Frykowski ve Steve Parent vardır.
Yukarıda ölen gençleri görebilirsiniz. Soldan sağa saymamız gerekirse Frykowski, Sharon, Stephen, Jay ve Abigail.
Bunlardan 3’ü Sharon’un arkadaşı olsa da resimde ortada gördüğünüz gözlüklü Stephen, sadece evin bekçisinin arkadaşıydı. Yani tamamen kötü şans sebebiyle hayatını kaybetmiştir. Hatta katiller geldiğinde evde bile değildi, sadece bekçi için bir eşya getirmiş ve işi bitince arabasına binmek üzere evden çıkmıştı. Katiller de tam o anda eve gelince Stephen’ı görmüş ve tek kurşun ile öldürmüşlerdi.
Bundan sonra okuyacağınız bilgiler, Once Upon a Time in Hollywood filmini izleyecekler için ciddi spoiler olabilir. Spoiler konusunda hassas değilseniz, devam edebilirsiniz.
Cinayetin işlendiği 9 Ağustos 1969 tarihinde, Sharon ve 3 arkadaşı akşam 10 gibi evlerine gelirler. Frykowski akşam yemeğinde çok içtiği için zaten direkt uyku moduna geçmiştir. Tam bir kitap kurdu olan Folger ise, evde bir kitap bulur ve okumak için sessiz bir odaya geçer. Sharon ve eski erkek arkadaşı Jay ise evin salonunda muhabbet etmektedirler.
İşte olaylarda bundan sonra başlar.
Katillerden eve ilk giren Susan Atkins olmuştur. Onu ilk gören Folger olmuştur fakat Susan’ı, Sharon’un bir arkadaşı zannetmiştir. Aşağıdaki resimde Susan Atkins’i görebilirsiniz.
Ne kadar da tonton bir teyze değil mi? Değil maalesef, zaten öyle de görünmüyor. Diğer 3 katilin resmi de aşağıda. Patricia Kernwinker, Linda Kasapyan ve ortadaki sahte peygamber Charles Watson. Sadece 24 yaşında fakat bir tarikat lideri.
Susan’dan sonra içeriye Charles girer ve işin rengi değişir. Bu arada Charles haricindeki, 3 kişinin de kadın olması dikkatinizi çekmiştir zaten. Linda Kasapyan, eve girmemiştir fakat dışarıda gözlemci olarak beklemektedir.
Charles, çok içtiği için kanepede sızmış olan Frykowski’nin yanına gider ve kendini şeytan olarak tanıtır. Sızan adamı birkaç tekme darbesi ile uyandırır. Tarikat üyeleri, herkesi yere yatırır ve daha sonra Jay ve Sharon’u kafalarından tavana asar. Jay, Charles’e yalvarır ve Sharon’u hamile olduğu için bırakmasını ister.
Charles dediği gibi bir şeytandır ve umursamaz. Hatta ısrar eden Jay’i vurur ve kafasını parçalayasıya kadar tekmeler. Bu da yetmez 7 defa bıçaklar.
Folger, durumu anlar ve salona gelerek Charles’a kendisini bırakması için para teklif eder fakat cevabı 28 bıçak darbesi ile alır. O da ölmüştür.
Geriye hayatta kalan sadece Frykowski ve Sharon kalmıştır. Frykowski, bağlandığı ipten kurtulur fakat Susan onu tutar ve bıçaklar. Buna rağmen kaçar fakat bahçeyi geçemeden Charles tarafından yakalanır. Onlarca kez bıçaklanır ve sonunda kafasına 2 kez ateş edilerek öldürülür. Frykowski yüzünden silahının hasar gördüğünü fark eden Charles, döner ve onu 50 kere daha bıçaklar.
Charles eve döner ve artık sadece hayatta Sharon kalmıştır. Sharon, kendisini bırakmaları ve bebeği doğurduktan sonra tekrar almaları için yalvarır. Charles tereddüt dahi etmeden, onu 16 kez bıçaklar. Bu darbelerden bazıları direkt bebeğe isabet etmiştir. Charles yıllar sonra vereceği ifadesinde, Sharon’un son sözünün ‘anne’ olduğunu söyleyecektir. Susan, Charles’in emri ile Sharon’un kanını kullanarak duvara ‘Pig’ yani ‘Domuz’ yazmıştır.
Olay yeri fotoğrafları +18 olduğu için konuya eklemiyorum. Dileyenler zaten internet üzerinden rahatlıkla bulabileceklerdir.
Aklınızdaki soruyu duyar gibiyim, herkes öldü fakat bekçi neden ölmedi?
Bekçi deyince aklınıza bir asker gelmesin. Evin bekçisi 19 yaşında bir gençti ve o gece kulaklık ile müzik dinlediği için hiçbir şey duymamıştı. Polis bekçiyi yoğun bir şekilde sorgulamış, ondan şüphelenmiş ve hatta onu yalan makinesine dahi bağlamış fakat hiçbir sonuç alamamıştı. Bekçi, masumdu.
Manson Cinayetleri Nasıl Çözüldü?
Aslında cinayeti polis çözemedi, evet Charles zannettiğinizden daha akıllı bir adam. Cinayetin çözülmesi ise yıllar sonra bu olaydan tamamen alakasız bir suç sebebiyle hapse giren Susan’ın gevezeliği ile gerçekleşti. Hapisteki oda arkadaşına olayları anlatan Susan, oda arkadaşı yüzünden yakayı ele verdi.
Katillerin tamamı idam cezası aldı fakat daha sonra bu ceza müebbet hapse çevrildi. Yazının başında da belirttiğimiz gibi Charles, 2017 yılına kadar hayatta kaldı ve sonra öldü.
Başlıklar
Cevap Bırak